Cenk ve Rüya henüz yeni evli bir çifttir. Gazeteci olan Rüya Doktor eşi Cenk gibi işine fazla aşık ve hırslı kimselerdir. Çalıştığı gazete şirketinin Genel Müdürü Sami tarafından Kapadokya’da eski ve lanetli bir akıl hastanesinin kısa bir süre önce Müze olması ile birlikte, tekrar eden esrarengiz olaylar nedeniyle kapatılmasının ardında ki sebepleri merak edip haber yapmak ister bunun için o hastaneye gizlice gidip haber yapacak gönüllü iki kişi seçer. Kurada Rüya'nın ve Mehmet’in ismi çıkar. Cenk, Rüya'nın bu tehlikeli göreve gitmesini hiç istemese de işine aşık bu genç kadını vazgeçiremez. Müzeye vardıklarında perdenin ardında kalan sır çözülür, ancak büyük bir lanet peşlerine düşmüştür. Arkalarında üç ceset bırakıp kaçmak zorundadırlar... Geri döndüklerinde Rüya'nın hiç bitmeyen kabusları, sancı dolu geceleri başlayacaktır. Yasak bir aşkın ilk meyvesi, Cenk'in ölümü esrarengiz bir deliler hastanesinin de ötesinde, Rüya'nın geçmişinde, çocukluğunda hatta evliliğinde cevap bulacaktır... Geçmişin bir izi geleceğin bütün ışıltılarını karanlık gölgelere bırakacak. Yasak aşkların sahibi karanlık gecelerin efendisi, dul bir kadının aşkına talip olacaktır; işte o gölgelerin kutsal sahibi Jinnadır.